top of page

Yaşam Üzerine

Yazarın fotoğrafı: Gökçe BilgeGökçe Bilge

Hayatta bazı anlar vardır; başaracağımıza o kadar inanırız ki önümüzdeki engelleri göremeyiz. Dünyanın akışına kapılırız, bazı şeylerin sınırsızlığına inanırız... Hiçbir şeyin bizi yıkamayacağını sanarız. Ta ki tutuşmuş bir kağıdı söndüremeyeceğimiz o anda, kendimizi kaybedene kadar.

"Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir" der John Lennon bir güftesinde. İnsan hayatı bir cümleye benzer. Öznesi, nesnesi, yüklemi, virgülü, noktası, soru işareti; tümüyle özlemi, korkuyu, heyecanı, aşkı, öfkeyi, kederi, mutluluğu konu edinir bu cümle. İz bırakır hayatımıza; tarihte iz bırakan insanlar gibi, cümlelere sığmayan anılar gibi... Ancak fark edemediğimiz bu hayat, bizler göz açıp kapayıncaya kadar tükenmeye başlar. Saniyeler, saatlere, günlere, aylara hatta yıllara dönüşür.


Hiçbir zaman ölmeyecekmiş gibi yaşarken kuklası oluruz bu hayatın. Duyguları hissetmeyi, insanları tanımayı, mutlu olmayı, yaşamayı unuturuz. Yaşamanın ne demek olduğunu unuturuz en başta da. Ruh ve bedenden oluşan benliğimizi kaybederek ruhumuzu saklarız yaşamın derinliklerine. Halbuki Romalı şair Lucretius'un dediği gibi:


Et nihil hoc ad nos, qui coitu conjugioque

Corporis atque animae consistimus uniter apti.

Bütün bunların hiç ilişkisi yok bizimle,

Çünkü biz ruhla beden bir aradayken varız.

Lucretius


Ruhumuza bile sığdıramadığımız, gerçeklik olmasını dilediğimiz bir umut parçasından ibaret sanarız yaşamayı. Somutlaşmış gerçeklerle dolu bir sandığa kilitleriz ve her defasında somutlaşmış gerçeklerle dolu hayatın soyutlaşmış gerçekliğe dönüşmesi uğruna o sandığa kilit vurarız. Asıl umudumuz olan gerçeğe ulaşabilmek için yaşadığımız bu hayatın gerçeklerini kaybetmeye başlarız. Ya hayata tutunmaya çalışırken geçmişte kalırız ya da gerçekleşmesini dilediğimiz umutların o kadar esiri olmuşuzdur ki geleceği yaşarız. Peki ya şimdi? Geçmiş değil bugün gibi, gelecek değil bugün gibi yaşamalıyız hayatı. Çünkü yaşanmamışlıklar içinde yaşarken unuttuğumuz bir şimdi vardır her zaman. Gelecek uğruna yaşarken kaybettiğimiz bir gerçek vardır, kaybettiğimiz bir hayat vardır. Her yerde yaşayarak tutunmaya çalışırız hayata ancak bilmediğimiz bir gerçek de şu ki:


Quisquis ubique habitat, Maxime,

Nusquam habitat.

Her yerde olan hiçbir yerde değildir.

Martialis


Biz bugün planlar yaparken hayat yarın değil bugün için tükeniyor. Bizler ise uğruna şimdiyi unuttuğumuz planlarımız için yaşıyoruz. Planlar yapıyoruz ve hayat başımıza gelenlerden ibaret olmakla kalıyor. Aksine, yaşamak, hissetmektir; duymak, görmek, düşünmektir. Geçmişi duyun, bugünü hissedin, yarını düşünün ve hayatı izleyin. Çünkü hayat, her şeye rağmen yaşamaya değer.

123 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Eurovision’dan Kopuşlar

En büyül televizyon etkinliklerinden olan Eurovision’a politika ve siyasi çekişmelerin etkileri

1 commentaire


Engin Bakım
Engin Bakım
4 gün önce

insan gelecek için yaşamayacaksa şu anın ne önemi var? Hayat bu anın içinde gelecek için olan yolculuklardır.İnsan anda varolamaz.Neden her zaman eski zamanlar güzel gelir? Çünkü varoldugumuzu anladıgımız an bugunden geçmişe bakmaktır

J'aime

Copyright ©2022 Accio Liberum. Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page