İnsan beynine sadece bilimsel psikolojiyle ulaşabilir miyiz? Veyahut tamamen sayısal verilere dayalı bir sistemle farklı zihinlere nasıl dokunabiliriz?
Bunlar henüz ucu açık sorular olmakla birlikte bilim insanları bilişsel davranışçılık ve psikofarmakolojinin kapsamı dışında olabilecek duygusal karmaşayı keşfetmenin ve tedavi etmenin yeni yollarını aramakta.
Sanat terapisi, dışavurumcu sanat terapisi olarak da anılır. İnsan gelişimi, eğitim, psikodinamik, bilişsel, kişiler arası ve diğer duygusal çatışmaları çözmede yardımcı olan; terapötik araçları kullanan ve isteğe bağlı farklı gruplarla ya da bireysel uygulanabilecek bir tekniktir.
İnsan zihni çocukluktan itibaren çevrenin etik, estetik ve ahlaki değerlerinin etkisi altındadır. Bireyin zihninde çevre düzeni ve değerleri ile çelişen düşünce ve istekleri bilinçaltında baskılanır ve zamanla bastırılan bu düşünceler bilinçdışında görsel imgeler şeklinde sembollere dönüştürülür. Ancak bu durumda biçimlendirilememiş semboller, ruhsal bozukluklara sebebiyet veren içsel çatışmalara dair en nihai ipucunu verir. Bazı psikolojik sorunlar çeken hastalarda, özellikle de psikoz vakası bulunan hastalarda sözel olarak anlatımda gerileme vardır. Bu gibi durumlarda sağlıklı bir iletişim görsel dil ile sağlanır. Psikolojide “Sanatla Tanı ve Tedavi” nin gerekçesini ve ana ilkesini bu oluşturmaktadır.
Günümüzde spesifik olarak psikopatolojik sanatın üç aşaması mevcuttur. İlki bilinçaltında veyahut bilinçdışında oluşan komplikasyonların spontane görüntülerle, grafik ve plastik ifadelerle somut bir şekilde yansıtılmasıdır. Bu yöntem ilk aşamada teşhisi koymaya yarar. İkinci olarak ise eğitimli kişiler tarafından hastalığın ilerleyişini gözlemlenmektir. Bir takım sanatsal çalışma bu aşamada büyük bir rol oynar. Ek olarak bu aşamalarda gözlenen patolojik değişimler, bozukluğun klinik semptomları ortaya çıkmadan önce dahi sanat eserlerine yansıyabilir.
Son olarak ise terapinin üçüncü aşaması tedaviyi mümkün kılmaktır. Açıklık getirecek olursak çevre ile bağları kopmuş birey, deyim yerindeyse kaotik bir ortamın içerisindedir zihinsel olarak. Psikopatolojik sanat yönteminin kullanıldığı süre boyunca hastalar, sanat eseri/eserleri, kendilerini ve davranışlarını buldukları ve izledikleri bir ayna olarak görmeye başlarlar. Ancak bu terapi herkes tarafından yapılmaz. Hastanın sanatsal çabası uygun kontrol altında gerçekleşmediğinde işlem ters tepebilir, hastayı iyileştirmenin tam aksine çevresinden kaçmasını sağlayan bir araç olarak görerek tedavinin ters tepmesine sebebiyet verebilir. Bu sebeple sanat terapisi profesyonellerce yapıldığı takdirde literatürde farklı bir tedavi yöntemi olarak adını yazdırmış, ilk çağlardan beri insanların iletişim yöntemi de olan resmin de kullanımıyla dikkatli ve hassas müdahaleyle çok başarılı sonuçlara sebep verecek alternatif tedavi yöntemlerinden biridir.
Comments