top of page

Özgürlüğün İdeolojisi Liberalizm Nedir?

Yazarın fotoğrafı: Ezgi N. KıraçEzgi N. Kıraç

Seküler bir devlet anlayışına dayanan liberalizm, “liber” yani Latincede “özgür” kelimesinden türemiştir. Politik tartışmalarda önemli bir ima ve anlam ifade eden bu kavramın kökeni ileriye dönük zengin ve çeşitli felsefik dalların temelini hazırladı. Liberalizmi diğerlerinden özgün kılan konsepti ise bireyin toplum içindeki rolünü güçlendirmesi ve mutlak monarşik sistemlere meydan okumasıdır. Ancak 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında liberalizm, bireysel felsefeden toplumsal felsefeye doğru bir geçiş daha doğrusu değişim sürecine girmiştir. Siyasi termonolojiye giren bu kavram, zamanla laissez faire laissez passer (bırakınız yapsınlar,bırakınız geçsinler) ifadesinin de yerini almıştır keza.



Kimi zaman sınıfsal bilincin oluşmadığı toplumlarda sözün özü sömürü düzeni olarak da teorilerde yer edinen Liberalizm, aydınlanma çağı itibariyle birçok düşünür ve ekonomistin öne sürdüğü görüşlerle çeşitlere ayrılmıştır. Öncelikli olarak klasik liberalizmde bireysel özgürlükler ön planda olurken sosyal liberalizmde ise özgürlük ve sosyal devlet arasında bir denge sağlamak amaçlanmıştır.

Liberalizmin temel ilkeleri arasında toplumsal özgürlükler ön plandadır. Keza keskin ve kapsayıcı bir tanımı yoktur, farklı pratikler içerir. Liberaller; kendi ideolojilerini ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, basın özgürlüğü, serbest ticaret, sivil haklar, seküler devlet, çoğulcu demokrasi ve özel mülkiyet başta olmak üzere kişinin başkalarının özgürlüğünü kısıtlamayacak şekilde tamamen özgürlük hakkı savunması üzerine kurmaktadır. Bu sebeple desteklenen fikirlerin başında basın özgürlüğü ve inanç özgürlüğü gibi demokratik haklar yer almaktadır. Ancak Liberalizmin özgürlük tanımı soyuttur. Bunun nedeni serbest piyasanın insanları hükmü altına almasıdır. Somut özgürlük, spesifik olarak toplumsal olanı esas alır. Her ne kadar Kapitalizm ile karıştırılsa da ikisinin arasındaki en temel fark, kapitalizmin sadece ekonomik bir sistem olmasıdır. Zira liberalizm siyasi ve sosyal ilkeler de içermektedir. Kapital sistemde ekonomik büyümede iktisadi gerekçeler baz almıştır.

Zamanla Mill’in faydacı ve pragmatik konseptli yapısına bürünmesiyle liberalizmin politik ve ekonomik sistemler içerisinde sosyal ilerlemeyi toplum ve grup olarak arttırması gerektiği ve ortak çıkarı savunduğu düşünülmüştür. Franklin D. Roosevelt 1930’larda bu konsepti “New Deal” olarak şekillendirmiştir. New deal ekonomide saf liberal yaklaşımın zararlı etkilerinden kurtulabilmek için belirli oranda devletçi yaklaşımın gerekliliğini öngörmüştür. Bu yaklaşım kamu projeleri, sosyal yardım, finans reformu gibi pek çok hükumet altyapısının temellerini oluşturmuştur.


“Günümüzde liberalizmin modern çevirisi sol düşünce ile bağdaştırılır. New Deal’dan ödünç alınan fikirlerle liberal ekonominin fakirlik ve serbest piyasa kapitalizmi gibi dış etkenlerden etkilenen bireyleri desteklemek için kamu kurumlarını güçlendirdiği düşünülür. Politik haklar noktasında liberalizm azınlıklar için sivil özgürlükleri sağlamak için çabalamaktadır.”

53 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

1件のコメント


Kaan Şakı
Kaan Şakı
2022年6月23日

Gayet yeterli ve mantıklı bir yazı olmuş.

いいね!

Copyright ©2022 Accio Liberum. Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page