Çin nasıl Tayvan üzerinde hak iddia edebiliyor noktasına geldiğimizde ilk olarak Tayvan Adası'nın tarihine ve konumuna bakmalıyız.
Tayvan Adası, Çin kayıtlarına göre ilk olarak MS 239'da bir imparatorun bölgeye keşif kuvvetleri göndermesiyle keşfedildi. Bugün Çin Hükumeti'nin ada üzerinde hak iddia etme sebeplerinden birisi de Tayvan Adası'nın Çin kayıtlarında geçiyor olmasıdır.
Tayvan, 1683'ten 1895'e kadar Çin'in Quing Hanedanlığı tarafından yönetildi ve 17. yüzyıldan itibaren Çin'den oldukça fazla göç aldı. Çin Hükümeti tarafından, bu tarihlerde Çin'deki kargaşadan kaçanların çoğunun Hoklo ve Hakka Çinlisi olduğu iddia edilirken bu iki grubun günümüzde Tayvan'ın nüfusunun büyük bir kısmını kapladıkları belirtildi.
1895'te Japonya ile Çin arasında gerçekleşen savaşı kaybeden Çin, Tayvan'ı Japonya'ya bıraktı. 2. Dünya Savaşı'nda Japonya'nın teslim olması ile Tayvan, savaşın galiplerinden olan Çin Cumhuriyeti tarafından ABD ve İngiltere'nin de onayı ile yönetilmeye başladı.
Ancak 1940'larda Çin'de patlak veren iç savaş ile Çin ve Tayvan birbirinden ayrılmış oldu. Çin Komünist Partisi 1949'da iktidarı ele geçirdi ve günümüz Çin Halk Cumhuriyeti'ni kurdu. Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulmuş olan Çin Cumhuriyeti iktidarının Tayvan'da devam ettiğini ilan etti.
Bu durum Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri 1971'e kadar Birleşmiş Milletler'de Çin'i temsil etti ancak 1971'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Çin'in tek temsilcisinin Çin Halk Cumhuriyeti olduğunu kabul ettiklerini açıkladı.
Tayvan bu açıklama ile uluslararası arenada tanınmamaya başladı.
1980'lerde Çin "1 ülke, 2 sistem" sloganıyla Tayvan'a birleşmeyi teklif etti ve birleştikleri durumda Tayvan'a önemli ölçüde özerklik verileceğini söyledi. Tayvan teklifi reddetti ancak Çin'e uyguladıkları yaptırımları da büyük oranda azalttı.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin Tayvan'ın Çin Cumhuriyeti olarak meşru olmadığı hakkındaki baskısı ile resmi olarak herhangi bir lider Tayvan ile görüşemiyordu. Bu Tayvan'ın tanınırlığı adına büyük bir problemdi. 2000 yılında Tayvan, başkan olarak Chen Shui-bian'ı seçince Çin, Tayvan'daki en ufak bir ayaklanmaya karşı tetikteydi.
2004 yılında Chen Shui-bian'ın tekrar seçilmesiyle Çin Halk Cumhuriyet'i "Tayvan'ın kendisinden ayrılması durumunda barışçıl olmayan yollar kullanma hakkı" olduğunu söyleyen bir yasa çıkarttı. Bunun sebebi Tayvan'ın başkanı Chen Shui-bian'ın Tayvan bağımsızlığını destekliyor oluşuydu.
2008'te Çin ile ilişkileri iyi tutmak isteyen Ma Ying-jeou seçildi. 2016 yılında ise şu an başkan olan Tsai Ing-wen seçildi. Tsai Ing-wen'in liderlik ettiği parti, Tayvan'ın bağımsızlığı için kurulmuş olan Demokratik İlerici Parti idir.
Peki, bunca yıllık gerginlik neden şu an daha açık ve yoğun olarak görülüyor?
Yukarıda da bahsettiğim gibi en son seçilmiş ve hala başkan olan Tsai Ing-wen'in liderlik ettiği partinin Tayvan'ın bağımsızlığı ilkesini benimsemiş olması, Çin'in rahatsız olmasına sebep oldu. Tayvan'ın yakın tarihte kendisinden ayrılabileceğini düşünen Çin Halk Cumhuriyeti, Tayvan'ın gözünü korkutmak adına; Çin Hava Kuvvetleri'ne ait savaş uçakları, Tayvan Hava Savunma Tanımlama Sahası'na (ADIZ) defalarca izinsiz girdi.
Ülkelerin hava sahalarına izinsiz giriş yapmaları günümüz dünyasında ne kadar sık gerçekleşen bir durum olsa da Çin'in yaptığı bu ihlalleri farklı kılan durum, uçak sayısının oldukça fazla olmasıdır. Çin; 1 Ekim 2021'de 38, 2 Ekim 2021'de 39, 3 Ekim 2021'de 16, 4 Ekim'de 56 askeri uçağı ADIZ'ı ihlal etti. Tayvan'ın açıklamasına göre 2021 yılında Çin Halk Cumhuriyeti, ADIZ'ı 199 gün boyunca ihlal etti. Bunun üzerine Tayvan lideri Tsai Ing-wen, "Çin'e boyun eğmeyeceğiz, demokratik yaşamımızı sürdüreceğiz." dedi. Çin'in ihlalleri 2022 yılında da devam etti ve 25 Şubat tarihinde Çin'in 9 savaş uçağının ADIZ'ı ihlal ettiği açıklandı.
Tayvan'ın kendisinden bağımsız bir ülke olmasını istemeyen Çin, bunun için her şeyi yapacak gibi duruyor.
Sizin bu konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Comments