top of page

Yeme Bozukluğu Olan Kişilerle Nasıl İletişim Kurulmalıdır?

Yazarın fotoğrafı: kayserirem20kayserirem20

Güncelleme tarihi: 13 Ağu 2022


Yeme Bozukluğu Nedir?

Yeme bozuklukları, çok uzun zamandır insanların yaşadığı sağlık sorunlarından birisidir. Bu hastalıklar, kişinin sağlığını önemli derecede etkileyen bir problemdir. Yeme bozuklukları, bireyi psikolojik ve fiziksel olarak olumsuz etkiler. Yapılan bir araştırmaya göre genç kızların %50'si ve genç erkeklerin %30'u kilolarını kontrol etmek için öğün atlama, oruç tutma, kusma ve müshil alma gibi sağlıksız kilo kontrol davranışlarında bulunuyor. Yeme bozukluğu türleri şunlardır:

  • Bulimia Nervoza

  • Anoreksiya Nervoza

  • Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu

Yukarıda yazılan yeme bozukluğu türlerine ek olarak atipik yeme bozukluğu, gece yeme sendromu ve pika sendromu da yeme bozukluğu türleri arasındadır.

Yeme bozukluğunun sebepleri nelerdir?

Yeme bozukluğuna sebep olan başlıca faktörler:

  • Düşük benlik saygısı

  • Akranlar arasında zayıf olma isteği

  • Baskıcı aile

  • Mükemmeliyetçilik

  • Sosyal medya

Yeme Bozukluğu Olan İnsanlarla Nasıl İletişim Kurulmalıdır?

Yeme bozukluğu problemi ile savaşan kişilerle iletişim kurarken çok dikkatli olunmalıdır çünkü bireylerin, aldıkları ya da verdikleri kilolar üzerinden güzellik algısı oluşturarak kendilerini yetersiz hissetmelerine sebep olabiliyoruz. Örneğin yaz tatili sonunda ilk defa okulda karşılaştığınız bir arkadaşınıza "Çok kilo vermişsin ve çok güzelleşmişssin." dediğinizde arkadaşınızın bilinçaltına güzelliğinin kilosuyla ilgili olduğunu ve eski kilosuna geri dönerse bu güzelliği kaybedeceği düşüncesini aşılamış olursunuz. İstesek de istemesek de son dönemlerde bunu kendimize ve çevremizdekilere sıklıkla yapıyoruz. Sosyal medyanın hayatımıza daha derinden işlemesiyle birlikte bizlere gösterilen "mükemmel vücutlar" alanına girebilmek için kendi benliğimize ve vücudumuza zarar veriyoruz.


İnsanları daha zayıf, daha sıkı, daha kilolu gibi kriterlerle karşılaştırmak, benliği sadece tartıda görülen sayılarla eş değer tutmak demektir. Yeme bozukluğunu aşmak ve iyileşmek göründüğü kadar kolay değildir. Yeme Bozuklukları Akademisi Başkanı Dr. Bryn Austin yaptığı açıklamada "Daha büyük bedenlerde yaşayan insanlara karşı yapılan açık ayrımcılık, bir kişinin damgalayıcı mesajlara inanıp inanmadığına bakılmaksızın, sağlık ve esenlik üzerinde doğrudan ve bazen yıkıcı bir etki yaratıyor." dedi.

Yeme bozukluğuna sahip bireyle iletişim kurarken yapılması gerekenler şu şekildedir:



İletişimde kilo ve görünüşünü hedef almamak

Kilo konusunda tedirginlik yaşayan ve yeme bozukluğu olan bir birey ile iletişim kurarken, "Zayıflamışsın, kilo almışsın, göbeğin var, bacakların çok ince..." gibi kilosunu ve görünüşünü hedef alan cümlelerden uzak durulmalıdır. Birçok hastalıkta işe yaradığı gibi şefkat ve duyarlılık da yeme bozukluğu sürecinin daha kolay atlatılmasını sağlayacaktır.



Yiyecekleri "iyi" veya "kötü" olarak sınıflandırmamak

Hasta bireyin, kendi benliğinin değerini anlaması için terapi alması etkili olacaktır. Terapi süreçleri uzun ve inişli çıkışlıdır. Yeme bozukluğu hastalığına sahip bireylerde yiyeceklerle kurulan bağ, sağlıklı bir insanınkinden çok daha farklı ve yıpratıcıdır. Örneğin tıkanırcasına yeme bozukluğu olan bir birey, kilo almaktan korktuğu için kendini sürekli kısıtlıyor ve yiyecekleri "iyi" ve "kötü" olarak kategorize ediyor. Kötü olarak gruplamasının sebebi ise içerisinde genelde fazla rafine şeker, katkı maddesi vb. olması. Bir süre boyunca "kötü" yiyeceklerden uzak durarak kilo veriyor ve uzun bir süre buna devam ediyor. En sonunda kısıtlamasına dayanamayıp kısa süre içerisinde günlük ihtiyacı olandan daha fazla kaloriyi alıyor. Daha sonra aldığı kaloriler sebebiyle kendini kötü hissediyor ve tekrar kısıtlamaya giriyor. Bu süreç bir döngü olarak devam ediyor ve en temelinde ise kilo alma korkusu var. Çünkü bu birey, kilo alırsa değerini kaybedeceğini düşünüyor. Yeme bozukluğu ile baş etmeye çalışan birçok hasta bu döngülerin farklı versiyonlarını çok kez yaşıyor. Döngüler, psikolojik olarak çok yıpratıcıdır. Bu nedenle terapi, bozulan bu algıların ve yiyeceklerle olan iletişimin düzelmesinde büyük rol oynar.



Özbenliği geliştirici aktiviteler yapmak

Özbenlik kavramının oluşması ve güçlenmesi ile birlikte kişi kendi değerinin kilosu veya görünüşü ile ölçülemeyecek kadar önemli olduğunun farkına varacaktır. Özbenliğin gelişmesi için sosyal aktivitelerde bulunmak ve konfor alanının dışına çıkmak çok etkilidir. Yeni hobiler edinmek, sanatla ilgilenmek, eğitimlere katılmak, blog yazmak, çizim yapmak gibi etkinlikler kişinin odağını kilosu üzerinden alıp başka noktalara çeker. Bu da iyileşme sürecini kolaylaştırır.

Kısaca özetlemek gerekirse yeme bozukluğu iyileşme sürecinde:

  • Terapi almak

  • Yeni hobiler edinmek

  • Doğru iletişim

  • Anlayışlı bir çevre

en önemli etkenlerdendir.

34 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


Copyright ©2022 Accio Liberum. Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page