14 Ocak 1970 Ankara doğumlu olan Fazıl Say halk arasında 'tavşan dudak' adı verilen hastalıkla dünyaya geldi. Bebekliğinde bir dizi ameliyat geçiren ve 4 yaşında annesi ve babası boşanan Say, doktorunun üflemeli çalgı çalması önerisi üzerine melodika çalmaya başladı. Aynı ismi taşıdığı dedesi Fazıl Say Rosa Luxemburg'un Spartakusbund direniş ekibindeydi.
Ankara Devlet Konservatuvarı'nda Üstün Yetenekli Çocuklar için Özel Statüde öğrenim görerek 1987'de konservatuvarın piyano ve kompozisyon bölümlerini tamamlayan Say, 4 yaşında piyano çalmaya başladı. Bazı severleri tarafından 'Müziğin Tanrısı' olarak nitelendirilen Say eğitim hayatını burada sonlandırmayarak çalışmalarını Alman bursuyla Düsseldorf Müzik Yüksek Okulu'nda sürdürdü. 1991'de konçerto solisti diplomasını aldı ve 1992'de Berlin Tasarım Sanatları ve Müzik Akademisi'nde piyano ve oda müziği öğretmenliğine getirildi. Ülkemizde bazı insanların kıymetini ve değerini bilemediği piyanist/besteci/sanatçı Fazıl Say'ın hareketli sanat hayatı tabii ki de burada da durmadı.
Müziğin Tanrısı Say; kariyeri boyunca New York Filarmoni, Sankt-Peterburg Filarmoni, Amsterdam Concertgebouw, Viyana Filarmoni, Çek Filarmoni, İsrail Filarmoni, Fransa Ulusal Orkestrası, Tokyo Senfoni gibi devasa orkestralar eşliğinde konserler verdi.
Say, bunlarla da yetinmeyerek şiir ve edebiyata olan ilgisini sanatına da yansıttı. İlk Şarkılar (2013), Yeni Şarkılar (2015) ve Şu Dünyanın Sırrı albümleri bu ilginin bir ürünüydü. Albümlerde Serenad Bağcan solist olarak yer aldı ve ikili hem Türkiye'de hem de birçok ülkede konserler verdi. Sanatçı 2015 yılında Nazım Hikmet Korosu'nu kurarak genel müzik direktörlüğünü üstlendi. Koro 29 Ağustos 2015 tarihinde ilk konserini verdi. Ankara'da Bilkent Odeon Konser Salonu'nda gerçekleşen bu konserde bestecinin Nazım Hikmet Oratoryosu'nu seslendirdi.
Bunların dışında, Ben özgürlükçüyüm. Özgürce yaşayabilmeliyiz. Birbirimizi anlayabilmeli, dostluk eli uzatabilmeliyiz. Bakın; yerelden evrensele, Türkiye'de herkesin medarı iftiharı olabilecek yerlere varabiliriz. Belki de başaramayız ama en azından ben Türkiye için doğru bulduğum şeyi deniyorum." diyen Say, bu sözleriyle özgürlükçü düşünce ve hayat yapısını savunur.
Say, Ocak 2019 da verdiği bir konsere Recep Tayyip Erdoğan'ı da davet etti ve şu sözlerin sahibi oldu; "Erdoğan saygı ile konserime geldi, bununla kalmadı, tüm kabinesini ve ABD Senatörü misafirini de getirdi. Ülkemizde kültürün sanatın özgür olması, toplumsal uzlaşıların umut ışığı yakması gerekmekte."
Ayrıca Say, 2008'de Avrupa Birliği tarafından "Kültür Elçisi" unvanıyla görevlendirilmiştir.
ÖDÜLLERİ ESERLERİ ve YAZILI ESERLERİ İÇİN:
Comments