Theodore John Kaczynski bombacı bir eylemci olmadan önce başarılı bir eğitim hayatına sahipti. Sakin bir çocukluk geçiriyordu ki 167 IQ ile Albert Einstein ve Stephen Hawking gibi isimlerden de zeki olduğu ortaya çıktı. Bu vesileyle 6. sınıfı atladı. Henüz 16 yaşındayken Harvard Üniversitesi'ne burslu olarak kabul edildi. Duygusal olarak buna hazır olmayan Kaczynski matematik alanında lisansını 1962 yılında tamamladı.
Çoğu sınıf arkadaşı onu zeki ama içine kapanık biri olarak betimlerdi. Harvard'daki ikinci yılında Harvard'lı psikolog Henry Murray tarafından düzenlenen bir deneye katıldı. 200'ü aşkın oturum yapılan deneyde Kaczynski sözlü taciz, psikolojik baskıya maruz kaldı. Bu deneylere 3 yıl boyunca katılmaya devam etti. Suça olan eğilimine bunun sebep olduğu düşünülmekte. Akademik hayatında ardı ardına başarılar göstermeye devam etmekteydi. Hayatının bir noktasında ise kadın olma dürtüleri fazlalaştı ve bunun üzerine cinsiyet değiştirmeye karar verdi. Bir psikiyatrist ile görüşmeye gitti ancak bekleme odasında fikrini değiştirdi, psikiyatristine asıl geliş sebebini belirtmedi. Bir müddet boyunca öfke dolmuş olduğundan psikiyatristini ve diğer sevmediği insanları öldürme hayalleri kurdu. Kariyeri boyunca bir sürü başarıya daha imza attı, doktorasını tamamlayıp 25 yaşındayken Berkeley Üniversitesi'nde matematik profesörü oldu. Bu onu en genç matematik öğretmeni yaptı. Öğrencileri onu pek sevmezdi. 1969'da ise ani bir istifa vererek Berkeley'den ayrıldı.
Daha sonrasında Montana' da bir ormanda kendi inşa ettiği kulübede yaşamaya başladı. Toplumsal hayatı terkeden Kaczynski elektiriksiz basit bir yaşam yaşıyordu. Bitki topluyor, avlanıyordu ve tek başına yaşamayı öğreniyordu. Bu süreç içerisinde sadece ara sıra kütüphaneye de uğruyordu. Çevresindeki doğanın mahvedildiğine ve bundan dolayı doğada bağımsız olarak yaşamanın mümkün olmadığına karar veren Kaczynski, siyaset ve felsefe üzerine araştırma yapmaya başladı. İzole hayat biçimini zamanla benimsedi. İlk suçunu ise 1978'de işleyen Unabomber, ev yapımı bombalarını farklı insanlara postalayarak 3 kişinin ölümüne, 23 kişinin yaralanmasına sebep oldu. Bombalarının içine ipuçları koyan Unabomber'ın ilk kurbanı mühendis Buckley Crist'di. Kurban sayısı arttıkça yaralamalar ciddileşti ve bombalar daha da komplike hale geldi. Bombayla birlikte gönderdiği mektupları “FC” yani “Freedom Club”-“Özgürlük Kulübü” imzasıyla bitirirdi. Bu eylemleriyle endüstri toplumuna karşı çıkan Unabomber; bombalarını kendi yapıyordu, içine ağaç dalları ve ahşap parçaları koyması FBI'ın onun doğayı teorize ettiğini tespit etmesini kolaylaştırdı.
1995 yılında Unabomber, yazısının gazetede yayınlanması karşılığında suç işlemeyi bırakacağını söyledi. Bunun üzerine makale yayınlandı. Savcılığın buna izin vermesindeki asıl sebep federallerin birinin onu tanıyabilme ihtimali olduğunu düşünmesiydi. İlkelciliği teorize eden kitap büyük etki oluşturdu. Unabomber Manifesto olarak da bilinen kitabının asıl ismi Sanayi Toplumu ve Geleceği.
Manifestosunda pek çok farklı alana değindi. Manifestodaki en temel mesaj kapitalizm ve sanayileşmenin doğaya bıraktığı zararın geri alınamayacak noktaya gelmiş olmasıydı. Teknolojinin insanları psikolojik hatta fiziksel acılara sürüklediğini savundu. Bunun için devrim yapmak istiyordu ancak bu devrim devleti ortadan kaldırmaktan çok modern toplumun teknolojiyle olan ilişiğini kesmek üzereydi. Modern sol eleştirileri gibi konuları da ele alarak Anarko-Primitivist (Liberter İlkelcilik) düşünceyi yazdı. Washington Post, makaleyi 19 Eylül 1995'te yayınladı.
''Sanayi devrimi ve sonuçları insan soyu için bir felaket oldu. Bu sonuçlar, “gelişmiş” ülkelerde yaşayan bizlerin yaşamdan olan beklentilerini oldukça artırırken toplumun dengesini bozdu, yaşamı anlamsızlaştırdı, insanları aşağılamalara maruz bıraktı, yaygın psikolojik acılara (üçüncü dünya ülkelerinde fiziksel acılara da) yol açtı ve doğal dünyayı şiddetli zararlara uğrattı. teknolojik ilerleyişin devamı; durumu daha da kötüleştirecek, insanları daha büyük aşağılamalara maruz bırakıp doğal yaşamda daha fazla zarara sebep olacak, büyük ihtimalle daha fazla sosyal bozulmaya ve psikolojik acılara yol açacak, belki de “gelişmiş” ülkelerde bile fiziksel acıların artmasına sebep olacak.''
Kaczynski, makalesinde bombalı eylemlerinin aşırı olduğunu kabul etse de bunun gerekli olduğunu düşünüyordu. Makalenin yayınlanmasından sonra kardeşi onun üslubunu tanıdı ve bunu soruşturmadaki yetkililere ihbar etti. Bu sayede Kaczynski 1996 yılında, 20 yıl süren aşırı pahalı bir soruşturma sonucu tutuklandı. Suçlarını itiraf eden Kaczynski şartlı tahliye imkanı olmaksızın ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ted Kaczynski’nin yaşadığı ahşap baraka şu an Washington’ da müzede gösteriliyor.
Ölüm cezası almaması için avukatları akıl sağlığının yerinde olmadığını kanıtlamaya çalışıyordu. Psikiyatrist ile 22 saat boyunca yaptığı görüşmeler sonucunda, 56 yaşında olan Kaczynski'nin 20'li yaşlarında paranoyak şizofreni yaşadığı tanısı koyuldu. Matematik dehasının erken yaşta sınıf atlaması, korkunç deneylere maruz kalması veya bastırılmış cinsel dürtüleri belki de onun topluma ve endüstrileşmeye karşı nefretine sebep olmuştu. Colorado'da yüksek güvenlikli hapishanede kalan Kaczynski geçtiğimiz günlerde kötüleşen sağlık durumu üzerine hastaneye sevk edildi. Unabomber şu anda Kuzey Carolina da tedavi görüyor.
İlkel insanın daha az stres ve hayal kırıklığı yaşadığına ve yaşam tarzından modern insana göre daha fazla memnun olduğuna inanmak için iyi bir neden var.”
– Ted Kaczynski
Hazırlayan: Nehir Turgut
Mukemmel bir arastirma yazisi olmus Nehir, ellerine saglik. Basarilarinin devamini diliyorumm💙🗽✨