top of page

İkinci Bir Gezegenimiz Yok!

Yazarın fotoğrafı: Can Sinan CanpolatCan Sinan Canpolat

Güncelleme tarihi: 11 Eyl 2022


Fosil kayıtlarına göre anatomik olarak çağdaş insan tanımına uyan en eski fosiller 195.000 yıl öncesine ait fakat ortalama 100.000 yıl öncesine ait diyebiliriz. O tarihten beri insanlar dünyadaki birçok kaynağı hızlıca tükettiler. Sürekli daha fazlasını isteyip kullandılar çünkü böyle yapmanın bir güç sembolü olduğunu düşündüler.


Bu sistem, dünyada gelmiş geçmiş bütün devletlerde devam etti. Örnek olarak Avrupalılar, coğrafi keşiflerin ardından tüm dünyaya hükmetmeye başladılar. İşgal ettikleri yerlerin bütün kaynaklarını yavaş yavaş sömürdüler. Sanayi İnkılabı ile de iş çığırından çıktı. İngiltere’den başlayan bu “Hava Kirliliği Devrimi” tüm dünyaya yayıldı.

Kömür kullanımı başladı ve hızla popülerliği arttı, 1900’lerin ortalarına kadar da bu devam etti. Ardından petrol kullanımı başladı. Bildiğiniz üzere petrol de kömür gibi doğaya çok zararlı. Petrol ürünlerinden çeşitli şekillerde atmosfere karışan zararlı gazlar, ozon tabakasının incelmesine ve dolayısıyla da keskin iklim değişikliklerine sebep oluyor.


Petrol kullanımı günümüzde de devam ediyor. Fakat 2050 yılına kadar petrol ve kömür kaynaklarının tükeneceği düşünülüyor ve bunlar tükendiğinde yedek bir kaynağımız da olmayacak.


Şimdi başlangıçta dediğim yere geliyorum. İnsanoğlu, geçmişte kaynakları tükettiğinde yeni kaynaklar arama şansına sahipti fakat 2050 ve sonrasında elimizdeki bütün kaynaklar tükendiğinde ne yapacağımız bilinmiyor. Bilim insanları bunları öngörerek çeşitli çalışmalara giriştiler. Bunlardan en önemlisi ise astronomi çalışmaları. Hatta bu çalışmalar sadece bilim insanları tarafından değil, dünyanın önde gelen ülkeleri (Amerika, Çin, Rusya, Almanya, İngiltere) tarafından da yürütülüyor ve bu tip ülkeler bu çalışmalara trilyonlarca dolar yatırıyorlar. Bunun nedeni ise bu sorunun ne kadar ciddi olduğunun farkında olmaları. Bu çalışmalar 1950’lerden sonra başladı. Önce Rusya (O zamanın Sovyetler Birliği) uzaya ilk uzay aracını ve Laika adında bir köpeği gönderdi. Ardından ilk insan (Yuri Gagarin) uzaya çıktı. Bunun yanında Neil Armstrong 1969 yılında Ay'a ayak basan ilk insan oldu. Bu tarihten itibaren de uzay savaşları hiç bitmedi. Günümüzde Amerika bu konularda biraz daha önde. Şimdi diyeceksiniz ki bunların ikinci bir gezegenle ne ilgisi var. Hemen açıklayayım. Amerikanlar, Mars ve Ay üzerinde çeşitli çalışmalar yürüterek doğal kaynaklar arıyorlar. Başka bir deyişle insanların üzerinde yaşayabilecekleri yeni bir gezegen aranıyor çünkü dünyayı ne kadar kirlettiklerinin farkındalar. Dünyayı bir daha eski haline getiremeyeceklerine inanıyorlar. Daha doğrusu inandırılıyorlar çünkü dünyayı eski haline getirmenin ilk yolu sanayi çalışmalarını ortadan kaldırmak. Bu da birçok dünya liderini ve zengin kişileri olumsuz etkileyecek- ki bu da istenmiyor-.


Astronomi çalışmalarında önemli başarılara ulaşmış olmalarına rağmen henüz tatmin edici bir sonuca varamadılar. O yüzden yapılması gereken şey yeni bir dünya aramak değil, mevcut dünyamızı kurtarmak. Zira yeni bir gezegen bulmak çok zor ve eğer bulsak bile bizim için çok geç olmuş olabilir...

52 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Copyright ©2022 Accio Liberum. Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page