top of page

ASIL SANAT

Yazarın fotoğrafı: Caner HaytaCaner Hayta

Güncelleme tarihi: 28 Ağu 2022

Çoğu yerde adı geçen, bu yazımın kategorisinde bile bulunan sanat,

aslında tam olarak ne ?

Herkesin bahsettiği gerçek sanat sadece dünyaca ünlü sanatçılar tarafından icra edilen sanat eserleri midir? Yoksa sanatın büyüğü küçüğü olmaz denilerek her sanatçının eserine bir başyapıt olarak mı yaklaşmak gerekir ? Sorulara kısaca cevap vermem gerekirse, hayır.

Sanat, her şeyden önce insanı diğer canlılardan ayıran beyin aracılığıyla gerçekleşir. Sanatın net bir bilimsel açıklaması yoktur. Tek bilimsel açıklaması sanat eserlerinin insanlar üzerindeki etkileridir. Bir sanat eseri, insanı psikolojik anlamda etkiler, ufkunu açar ve ilham kaynağı olur. Peki ya bu sanat eserlerindeki derin duygulara ve sanata nasıl ulaşılır? Kişinin ufkunu açan, hayata farklı pencerelerden bakmasını sağlayan sanat duygusu nasıl oluşur ? Sanat yüce bir şeydir. Eserleri yalnızca fiziksel olarak orada bulunmaz. Mana, bir çıkış noktası, hissedebilmek, o eseri gözler önünde tasvir edilince kişinin hayalinde meydana gelen duygular, yaşanmışlıklar ve bütün yaşanan duyguların sonucunda artan ilham...


1.görüş: Sanat eserlerini oluşturan sanat duygusu, toplumlar üzerinde o kadar etkilidir ki toplumları etkilemekle kalmaz onları yönetir, toplum için yapılır ve yapılmalıdır.


2.görüş: Sanat o kadar yücedir ki ancak sanat için yapılabilir.



Sanatla uğraşan insanların hemfikir olamadığı iki ayrı düşünce.

Sanat için mi sanat ? Toplum için mi sanat ?

Sanat için hissetmek ve ilham gerekir. Sanat yücedir. Sanat toplumları etkiler ve geliştirir. Günümüzde sosyo-kültürel anlamda gelişmiş ülkelerin sanatsal faaliyetleri diğer ülkelere oranla çok daha fazladır. Her şeyi bir arada tutarak şöyle denilebilir ki; sanat, toplumu gözeterek sanat için yapılan sanattır. Her iki görüşün birleşmesi denilebilecek bu düşünce yapısı bana kalırsa günümüzde yaşanan toplumsal sıkıntıları aşmak için ve gerçek sanatı korumak için benimsenmesi gereken gerçekçi bir düşüncedir.


Bir sanat eserini oluşturan sanatçı, sanatın hangi dalında olursa olsun fiziksel hareketlerde bulunması gerekir. Sanatçıyı değerli kılan nokta yaptığı eylemleri hissederek yapmasıdır. Aslında sanat herkesin içinde vardır. Sanat her insanın kendi içindeki benliğindedir. Dünya'nın en ama en donanımsız insanında bile bir sanat söz konusu olabilir. Her insanın derinliklerinde  yatan bu sanat duyguları, herkesin parmak izlerinin farklı olması kadar farklıdır. Fiziksel özelliklerimizin bir olmaması gibi içimizde yatan benliğimiz de tamamen farklıdır.

Herkes sanat duygularını kendi benliği içinde görür, duyar, kokusunu içine çeker ama herkes o duyguları yansıtamaz. Yansıtmak istese, sanat dallarının tekniklerini öğrense, yaptığı yalnızca mekanikleşmiş anlamsız hareketlerden ibaret olur. Kişinin içindeki sanat duygularını yansıtabilmesi için sanatçı ruhuna sahip olması gerekir. Sanatçı ruhunun doğuştan gelen bir yetenek olduğu düşünülür. Bu yetenek teknik anlamda beceriden çok ruhsal ve duygusal anlamda kendini gösterir. Her insan sanatsal duyguları hisseder ama herkes sanatçı olamaz. İşte sanat herkesin hissedebildiği ama herkesin yansıtamadığı yüce bir anlamdır.

110 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Nerede bu zaptiyeler… Ruhumda acılar var.

Deniz gibiyim şu an, Hiç kirlendiğim gözükmez. Toprak gibi verimliyim, Zehir içtiğim bilinmez. Beni hep deniz sandınız: Kirlenmiş...

Comments


Copyright ©2022 Accio Liberum. Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page