Son zamanlarda havaların ısınmasıyla insanlar arasında küresel ısınma her yaz olduğu gibi konuşulmaya başlandı. Ne üzücü ki bu konu yalnız lafta kalıyor ve küresel ısınmanın ciddiyeti yeterince anlaşılmıyor. 2011-2020 arası tarihte Dünya üzerinde kaydedilen en sıcak on yıl olarak tarihe geçti Bu yazımda dünyanın gitgide ısınmasından ve 1.5 santigrat derece gibi göze az gelen bir miktarda olsa dahi ısınmasının yaratabileceği olası doğal sonuçlardan ve küresel ısınmaya karşı alınabilecek önlemlerden bahsedeceğim. Sosyal olarak etkilerini ayrı bir yazıda ele alacağım.
Ana Hatlarıyla Küresel Isınma Nedir?
İklim değişiliği ya da küresel ısınma ana hatlarıyla evrendeki karbondioksit gibi ısıyı tutan gazların atmosferde artmasıyla oluşan ve atmosfere salınan sera gazlarının neden olduğu düşünülen sera etkisinin sonucunda Dünya üzerinde yıl boyunca kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıkların artması nedeniyle Dünyanın ikliminin değişmesidir.
Küresel Isınmaya sebep olan etmenler nelerdir?
https://www.epa.gov/ghgemissions/overview-greenhouse-gases
1)Sera Gazları
Ana etmen sera gazları olduğu için sera gazlarını ele alacağım.İklim değişikliğinin ana itici gücü sera etkisidir. Dünya atmosferindeki bazı gazlar; bir seradaki cam gibi davranır, güneşin ısısını hapseder ve uzaya geri sızmasını ve küresel ısınmaya neden olmasını engeller. Bu gazlar şunlardır:
a)Karbondioksit (CO2)
b)Metan (CH4)
c)Diazot monoksit(N2O)
d)Florlu Gazlar
İnsan faaliyetleri sebebiyle salınan CO2 küresel ısınmaya en çok katkıda bulunan gazlardan biridir. 2020 yılı itibariyle atmosferdeki miktarı sanayi öncesi seviyesine kıyasla %48 seviyesine yükseldi.
Diğer sera gazları, insan faaliyetleri ile daha küçük miktarlarda yayılır. Metan, CO2'den daha güçlü bir sera gazıdır, ancak atmosferik ömrü daha kısadır. Diazot monoksit, CO2 gibi, atmosferde on yıllar ve yüzyıllar boyunca biriken uzun ömürlü bir sera gazıdır. Kurum gibi aerosoller de dahil olmak üzere sera gazı olmayan kirleticiler, farklı ısınma ve soğutma etkilerine sahiptir ve ayrıca havanın kalitesinin kötüleşmesi gibi diğer sorunlarla da bağlantılıdır.
Güneş radyasyonu veya volkanik aktivitedeki değişiklikler gibi doğal nedenlerin, 1890 ile 2010 yılları arasındaki toplam ısınmaya artı veya eksi 0,1°C'den daha az katkıda bulunduğu tahmin edilmektedir.
Sera Gazlarının Salınımının Sebepleri
1)Kömür, petrol gibi gazların yakılması
Atmosferdeki Karbondioksit ve diazot monoksit salınımını artırır.
2)Ormanların azaltılması
Ağaçlar yaptığı fotosentez ile dünyadaki karbondioksit oranını azaltırlar.
Kesildiklerinde bu faydalı etki kaybolur ve ağaçlarda depolanan karbon atmosfere salınarak sera etkisine eklenir. 3)Et Endüstrisi
İnekler ve koyunlar yedikleri yiyecekleri sindirirlerken büyük miktarda metan salınımı yaparlar
4)Azot İçeren Gübreler
Bu gübreler atmosfere diazot monoksit salınımı yaparlar
İklim Değişikliğinin Olası Sonuçları
Küresel ısınmanın sebeplerini ana hatlarıyla anladığımıza göre şimdi çoğumuzun muhtemelen küçümsediği 1.5-2 santigrat derece gibi küçük gözüken bir artışın nelere sebep olabileceğine ve onların doğuracağı sonuçlara bakalım.
Ufak Sıcaklık Değişiminin Etkileri
Birçok coğrafya için 1 derecelik bir sıcaklık artışı ilk etapta dikkate değer bir değişim yaratmayacaktır. Ancak Dünya'nın sıcaklık değişimlerine hassas bölgelerinde 1 derece, müthiş bir farklılık demektir. Özellikle de donmuş halde su (buz) bulunan bölgelerde... Bu bölgelerde buz, genellikle erime noktasına çok yakın bir şekilde bulunur. Dolayısıyla 1 derecelik değişim, buzulların önemli bir kısmının erimesi yönünde dengenin bozulması için yeterli olacaktır. Örneğin Grönland, kimi yerde kilometrelerce kalınlığa ulaşan buz tabakasıyla örtülüdür. Ancak günümüzde, özellikle de yaz dönemlerinde bu buzlar yer yer erimeye başlamıştır; çünkü artık sıcaklıklar eskiden olduğundan daha yüksek değerlere ulaşabilmektedir. Eğer ki Grönland'daki bu buzulların tamamı erirse, ortalamada deniz seviyesi 7 metreye kadar artabilecektir. Bu, İstanbul ve İzmir gibi kentlerimiz başta olmak üzere Dünya'nın birçok kentinin sular altında kalması demektir. Yüz milyonlarca insan evlerinden olacaktır. Daha fenası, halihazırda yok olma tehdidi altındaki birçok yaşam alanı, bu su seviyesi değişimi yüzünden yok olacaktır. Şimdi ise küresel ısınmanın olası sonuçlarını inceleyelim.
1)Yüksek Sıcaklıklar
İklim krizi, ortalama küresel sıcaklığı artırdı ve sıcak hava dalgaları yüksek sıcaklık noktalarına yol açtı. Daha yüksek sıcaklıklar ölümlerin artmasına, üretkenliğin azalmasına ve altyapının zarar görmesine neden olabilir. Yaşlılar ve bebekler gibi nüfusun en savunmasız üyeleri sıcaklık artışından en ciddi şekilde etkileneceklerdir. Aynı zamanda yüksek sıcaklıkların iklim bölgelerinin değişmesinde de etkili olabilieceği bekleniyor. Bu değişiklikler, zaten habitat kaybı ve kirlilik baskısı altında olan birçok bitki ve hayvan türünün dağılımını ve sayısını değiştiriyor.
2)Kuraklık ve Orman Yangınları
Değişen iklim nedeniyle, dünyanın birçok bölgesi şimdiden daha sık, şiddetli ve daha uzun süreli kuraklıklarla karşı karşıya. Kuraklık, yağış eksikliği ve daha fazla buharlaşmanın (yüksek sıcaklıklar nedeniyle) birleşiminden kaynaklanan su mevcudiyetinde olağandışı ve geçici bir eksikliktir. Aşırı su tüketiminden kaynaklanan yıl boyunca yapısal olarak tatlı su eksikliği olan su kıtlığından farklıdır. Kuraklığın genellikle ulaşım altyapısı, tarım, ormancılık, su ve biyolojik çeşitlilik gibi zincirleme etkileri vardır. Nehirlerdeki ve yer altı sularındaki su seviyelerini düşürür, ağaç ve mahsul büyümesini engeller, haşere saldırılarını artırır ve orman yangınlarını körükler.
3)İçilebilir Suya Ulaşım İmkanları
İklim ısındıkça yağış düzenleri değişir, buharlaşma artar, buzullar erir ve deniz seviyeleri yükselir. Bütün bu faktörler tatlı suyun mevcudiyetini etkiler.
Daha sık ve şiddetli kuraklıkların ve artan su sıcaklıklarının su kalitesinde düşüşe neden olması bekleniyor. Bu tür koşullar, büyük ölçüde insan faaliyetinin neden olduğu su kıtlığı sorununu daha da kötüleştirecek olan zehirli alg ve bakterilerin büyümesini teşvik eder.
4)Seller
İklim değişikliğinin birçok alanda yağış artışına yol açması bekleniyor. Uzun süreler boyunca artan yağışlar, esas olarak akarsu (nehir) taşkınlarına yol açarken, kısa, yoğun gelen sağanak yağışlar, aşırı yağışların herhangi bir su kütlesi taşmadan sele neden olduğu çok sayıda taşkınlara neden olabilir. Nehir taşması dünyada yaygın görülen bir doğal afettir ve fırtınalarla birlikte son otuz yılda ölümlere neden olmuş, milyonlarca insanı etkilemiş ve büyük ekonomik kayıplara neden olmuştur. İklim değişikliğinin önümüzdeki yıllarda dünya genelinde sel sıklığını artırması muhtemeldir.
5)Deniz Seviyesinin Değişimi
Deniz seviyesi 20. yüzyıl boyunca yükseldi ve bu eğilim son yıllarda hızlandı. Artış, çoğunlukla ısınma nedeniyle okyanusların termal genişlemesinden kaynaklanıyor. Ancak buzullardan ve Antarktika buz tabakasından eriyen buz da katkıda bulunuyor. Avrupa'nın, esas olarak Antarktika buz tabakasının erime hızına bağlı olarak, yüzyılın sonuna kadar deniz seviyesinde ortalama 60 ila 80 cm'lik bir yükselme yaşayacağı tahmin ediliyor.
6)Biyoçeşitlilik Üzerindeki Değişim
İklim değişikliği o kadar hızlı oluyor ki birçok bitki ve hayvan türü bununla başa çıkmakta zorlanıyor. Biyoçeşitliliğin iklim değişikliğine zaten tepki verdiğini ve vermeye devam edeceğini gösteren açık kanıtlar var. Doğrudan etkiler, fenolojideki (hayvan ve bitki türlerinin davranışları ve yaşam döngüleri), türlerin bolluğu ve dağılımı, topluluk bileşimi, habitat yapısı ve ekosistem süreçlerindeki değişikler ile açık olarak görülebilmektedir
7)Toprak
İklim değişikliği erozyonu, organik maddede azalmayı, tuzlanmayı, toprak biyoçeşitlilik kaybını, heyelanları, çölleşmeyi ve taşkınların sıklığını artırabilir. İklim değişikliğinin topraktaki karbon birikimi üzerindeki etkisi, değişen atmosferik karbondioksit derişimi, artan sıcaklıklar ve değişen yağış modelleri ile ilgili olabilir.
Paris İklim Antlaşması
Paris Antlaşması, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında, iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında 2015 yılında imzalanan, 2016 yılında yürürlüğe giren bir anlaşmadır. Paris Anlaşması'nın uzun vadeli sıcaklık hedefi, küresel ortalama sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerden 2 °C (3,6 °F) artış seviyesi ile sınırlı tutmaktır ve hatta 1,5 °C çaba harcanmasıdır. Çünkü sıcaklık artışını 2 °C yerine 1,5 ile sınırlamak riskler ve etkiler anlamında iklim değişikliğinin risklerini ve etkilerini önemli ölçüde azaltacağını kabul edilmektedir. Bunu sağlamak için emisyonların mümkün olan en kısa sürede azaltılması ve 21. yüzyılın ikinci yarısına kadar salınan ve tutulan sera gazlarının dengelenmesi hedeflenmektedir. Anlaşma ayrıca, tarafların iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlama yeteneğini artırmayı ve "düşük sera gazı emisyonları ve iklime dirençli kalkınma yolunda tutarlı bir finansman akışı" sağlamayı hedefliyor.
Özet olarak, küresel ısınma konusunda bilinçlenmeli ve gerekli önemleri hızlıca almamız gerekiyor. Aksi takdirde dünyamız artık içinde bir yaşam barındırmayacak.
Kaynakça:
Comments